Bedenimiz geçmişte kaldı, yaşam tarzımız gelecekte.
Bedenimiz hala binlerce yıl önceki biyolojik yapıya göre çalışıyor.
Geçmişte, insanlar avcı-toplayıcıydı. Gün boyu hareket ediyor, doğada yürüyor, koşuyor, tırmanıyor, yiyecek bulmak için fiziksel efor harcıyordu. Besin bulamadıklarında vücutları açlığa dayanabiliyor, bulduklarında ise doğal ve işlenmemiş gıdalarla besleniyorlardı.
Oysa günümüzde insanlar çoğunlukla oturarak çalışıyor, asansör ve araç kullanıyor, çok az hareket ediyor. Beslenme biçimimiz ise genellikle bol kalorili, işlenmiş ve doğalıktan uzak gıdalara dayanıyor. Kısacası, yaşam tarzımız teknolojiyle hızla değişip geleceğe ilerlerken, bedenimiz hâlâ binlerce yıl öncesinin biyolojik yapısını taşıyor. Bu uyumsuzluk, sağlık açısından dengesizliklere ve sorunlara yol açıyor.
Dengeyi, fonksiyonel beslenme ve fonksiyonel antrenman (fonksiyonel hareket) ile sağlayabiliriz.
Sağlıklı bir yaşamın temelini sadece ne yediğimiz ya da ne kadar spor yaptığımız değil bu seçimlerin yaşam kalitemizi ne kadar etkilediği belirler. İşte bu noktada fonksiyonel beslenme ve fonksiyonel antrenman kavramları devreye girer.
FONKSİYONEL BESLENME “Akıllı ve bilinçli beslen, kaliteli ve dinamik yaşa”
Sadece kalori hesabı yapmak değil; bedenin evrimsel ihtiyaçlarına uygun besinleri seçmektir.
Fonksiyonel beslenme, sırf fiziksel sağlığı değil zihinsel ve ruhsal dengemizi de destekler. Daha enerjik, odaklanmış ve dengeli hissetmek için beslenmemize daha bilinçli yaklaşmamız gerekir
Fonksiyonel beslenme: Kişinin genetik yapısı, yaşam tarzı, yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, spor yapıp yapmadığı, çalışma şartları ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak bireye özel olarak düzenlenen beslenme yaklaşımıdır. Amaç sadece kilo vermek ya da kas yapmak değil bağışıklık sistemini güçlendirmek, sindirim sağlığını desteklemek, enerji seviyelerini arttırmak, kronik hastalık risklerini azaltmak olan, kişiye özel beslenme türüdür. “Tek tip diyet yerine” kişinin yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına göre sürdürülebilir bir model oluşturulmasıdır.
Dolayısı ile başkasına iyi gelen, ona uygun olan beslenme türü size iyi gelmeyebilir. Herkesin beslenme ihtiyaçları farklıdır.
Ancak fonksiyonel beslenmenin temel unsurları herkes için geçerlidir.
· Sofranı mümkün olduğunca toprağa yaklaştırmak,
· Renkli, işlenmemiş doğal ürünlere öncelik vermek,
· Kan değerini dengeleyen beslenme planları uygulamak,
· Bağırsak sağlığını destekleyen probiyotik ve prebiyotik kaynaklara yer vermek,
· İn toleransı olmayan veya hassasiyetlerinize uygun gıdalar seçmek,
· Sadece makro besinler; protein, karbonhidrat, yağlar ile değil, sağlığı destekleyen antioksidanlar, vitaminler ve minerallerle de beslenmek,
· Rafine şeker, katkı maddeleri ve işlenmiş gıdalardan kaçınıp taze ve bütün gıdalara odaklanmak,
bu unsurların başında gelir.
Bedenimiz hala güneşin doğuşu ile uyanmak, batışı ile dinlenmek ister. Gün ışığında yapılan antrenmanlar ve egzersizler uyku kalitesini arttırır, kortizolü düzenler. Fonksiyonel antrenman, günlük yaşamda yaptığımız hareketleri taklit eden, tek bir kas yerine birden fazla kas grubunu aynı anda çalıştırarak denge koordinasyon ve gücü arttıran bir antrenman türüdür. Vücudun günlük hareketlerini daha verimli ve güçlü yapabilmesini sağlar. Bu antrenman türü klasik örnek çalışmalarından farklı olarak bütün vücut hareketlerine odaklanır. Doğa’da yapılanı, hem beden hem sinir sitemi açısından çok daha faydalıdır. Hedef yalnızca estetik değil; daha güçlü, dengeli, esnek ve sakatlanmalara karşı dirençli bir vücut oluşturmaktır.
Fonksiyonel ekipmanlar kullanılır.
Fonksiyonel antrenmanın en büyük avantajı, spor salonu dışında da uygulanabilmesi ve herkesin ihtiyacına göre uyarlanabilmesidir
Fonksiyonel antrenmanın temel özellikleri
· Kaslar arası koordinasyonu geliştirir.
· Denge, çeviklik, esneklik ve dayanıklılığı arttırır.
· Spor performansını ve günlük hareket kabiliyetini iyileştirir.
· Core (merkez bölgeyi) aktif şekilde çalıştırır.
· Ağırlıklarla veya vücut ağırlığı ile yapılabilir.
Bu antrenman türü, özellikle masa başı çalışanlar, sporcular, yaşlılar ve günlük hareketliliğini arttırmak isteyenler için uygundur. Fonksiyonel antrenmanda, aynen beslenme gibi herkese uygulanan ya da başkalarının başarılı olduğu antrenman türleri değil, kişinin yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına göre sürdürülebilir bir model oluşturulur. Kısaca vücut için değil, kişiye özgü, en sağlıklı antrenman felsefesiyle hareket eder.
Fonksiyonel antrenman sırasında an’da kalmak, doğayı hissetmek, bedenin sesini duymak, oldukça iyi hissettirir.
Fonksiyonel beslenme ve fonksiyonel antrenman birbirini tamamlayan iki önemli parçadır. Beslenme antrenmandan alınan verimi artırırken; doğru antrenman besinlerin hücreye ulaşımını kolaylaştırır. Metabolizmayı düzenler ve genel sağlık halini destekler. Bu iki yaklaşım bir araya geldiğinde sadece kısa vadeli hedefler değil, uzun vadeli sağlık kazanımları da elde edilir.
Fonksiyonel yaklaşımlar bireyin yaşam kalitesini artırmayı ve sürdürülebilir sağlık kazanımları oluşturmayı hedefler.
“Kendine iyi bakmak, ne yediğinle, nasıl hareket ettiğinle başlar.”
Vücudunun nasıl çalıştığını tanımalı ve buna uygun beslenme ve antrenman planları oluşturmalısın. Çünkü bu senin yolculuğun. Günlük hayatta daha güçlü, dayanıklı ve dengeli hissedebilmek için bedeninle iş birliği içinde yaşamalısın.
Fonksiyonel beslenme ve fonksiyonel antrenman, kaliteli ve sürdürülebilir yaşamın, bütünsel sağlığın en temel öğeleridir.
Modern dünyanın hızına karşı doğanın ritmi ile yürümek, hem bedenimizi hem de zihnimizi dengeye getirir. Fonksiyonel beslenme ve antrenman sadece bir yaşam tarzı değil, aynı zamanda beden ile barışmanın, doğa ile bağ kurmanın en etkili yoludur.